Vaaz Nasıl Dinlenir?
343 views

Makale, 2. Timoteos 3:14-17’ye dayanmaktadır ve bir vaazı ibadet amaçlı dinlemenin önemine değinmektedir. 

Bir kadın, davetsiz bir misafiri evinde gördüğünde korkmuştu. Kadın, ibadet hizmetinden evine yeni dönmüştü. Adamı evinin değerli eşyalarını çalarken yakaladı ve ‘‘Dur, Elçilerin İşleri 2:38!’’ (Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız.) diye bağırdı. Hırsız anında durdu ve kadın sakince polisi aradı. Polis adamı kelepçelerken sordu: ‘‘Neden öylece durdun? Yaşlı kadının tek yaptığı Kutsal Kitap’tan bir ayeti haykırmaktı.’’ Hırsız, ‘‘Kutsal Kitap mı? Kadın bir baltası ve iki tabancası olduğunu söyledi!’’

Bazen dinleme eksikliğimiz anlamamızın önüne geçer. Pavlus’un yaşamının sonlarına doğru Timoteos’a ne yazdığına dikkat edin. ‘‘Öğrendiğin ve güvendiğin ilkelere bağlı kal. Çünkü bunları kimlerden öğrendiğini biliyorsun. Mesih İsa’ya iman aracılığıyla seni bilge kılıp kurtuluşa kavuşturacak güçte olan Kutsal Yazılar’ı da çocukluğundan beri biliyorsun. Kutsal Yazılar’ın tümü Tanrı esinlemesidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek, doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır. Bunlar sayesinde Tanrı adamı her iyi iş için donatılmış olarak yetkin olur.’’ (2. Ti.3:14-17) Bu ayetler, Tanrı’nın Sözü’nü dinlemenin ve anlamanın değeri hakkında önemli şeyler söylüyor. Dinlemek, bugünlerde oldukça zor bir sanattır. Dinleme yeteneğimiz dikkat süremize bağlıdır. Dikkat süremiz ise genellikle ilgi alanımıza bağlıdır. Kendimizi, özellikle tapınma hizmeti sırasında Tanrı’yı ​​dinleyecek bir konuma koyuyor muyuz? 

İbadetin iki yönünün, yani vaazın ve müziğin önemi hakkında paylaşmak istiyorum. Vaaz dinlemenin ruhsal alıştırmaları üzerine bir dizi soru sormak istiyorum.

Öncelikle vaaz nedir?

Kendime özgü tanımım şu şekildedir: Vaaz, Tanrı’dan ve O’nun sözünden kökenlenen, bizleri iman konusunda teşvik etmek, eğitmek ve bilgi vermek üzere sunulan bir mesajdır. Bir vaaz, diğer sunum türlerinden farklıdır. Vaaz vermek benzersiz beceriler gerektirir. İbranice ve Grekçe bilginin yanı sıra tercüme becerileri gereklidir. Sistematik teoloji, metni Tanrı hakkında ne anladığımızın daha büyük resmine yerleştirir. Çünkü sahte öğreti diye bir gerçek var ve nesnel gerçeğin var olmadığını iddia eden bir çağda yaşıyoruz.

İyi bir vaaz kelimelerden türetilmiştir ve yaşamlarımıza hitap etmelidir. Ancak dikkatimizin dağıldığı ve vaizi dinlemediğimiz zamanlar da vardır. Bazen ruhsal büyümenin önünde kendi engellerimiz olur. İbadete ve Tanrı Sözü’nü işitmeye giderken doğru tutuma sahip olmamız gerekir. Yani Tanrı’nın sözlerine karşı açık, susamış ve beklenti içinde olmalıyız.

Mezmur 119:18: ‘‘Gözlerimi aç, yasandaki harikaları göreyim.’’ der. İbadet etmeye geldiğimizde, tavrımız her şeyden çok dinleme yeteneğimizi etkiler. Adanmış bir imanlı, tapınma hizmetine neden katılmak zorunda oldukları konusunda gençlerle konuşuyordu. Konuşmasında, ‘‘Bu benim dersim. Vaaz bir derstir ve vaaz dinlemek, dikkatinizi Tanrı’ya verdiğiniz bir ibadet eylemidir’’ dedi.

Doğru tutum, alçakgönüllü ve öğretilebilir olmamız gerektiğidir. Konuşmacı ve dinleyici tarafında gururun veya kibrin izi olmamalıdır. Teşvik edilmeye ihtiyacımız var, aynı zamanda Tanrı’nın olmamızı istediği kişi olmak ve bizden yapmamızı istediği şeyleri yapmak için donatılmak üzere azarlanmalı, düzeltilmeli ve eğitilmeliyiz. Rab bizi mesaj yoluyla arıtmak istiyor.

Vaaz nasıl dinlenir?

Ben dünyanın en yetenekli konuşmacısı değilim. Ama ben senin pastörünüm. Tanrı’yı işitmek için kusurlarıma bakma. Aksanım, kilisede ağlayan bir bebek, mide bulantınız veya herhangi bir gürültü dikkatinizi dağıtmasın. İşitmek için kendinizi zorlayın. Not alın. Eğlenmek için buradaysanız, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Çünkü ben kötü bir şovmenim; Tanrı beni eğlendirmek için çağırmadı.

Eğlenceli vaizler de vardır. Bazıları sizi iyi hissettirmeyi birincil amaçları haline getirir; diğerleri eğlendirmek ister; bazıları gözyaşının dökülüp dökülmediğine göre vaaz verir. Bunların hepsi bir vaaz içinde olabilir, ancak asıl amaç bu olmamalıdır. Vaaz etmenin temel amacı, cemaati İsa’ya yönlendirmektir. John Calvin şöyle demiştir: ‘‘Senin ya da benim ne söylediğim değil, Tanrı’nın ne dediği önemlidir.’’

Neden vaaz dinleriz?

Öğretme, terbiye etme, düzeltme ve doğruluk eğitimi. Bunların hepsi iyi ve gereklidir. Kansas’taki kilisemde bir çiftçi, dua etmek için evimi ziyaret etti. Adam evime yaklaştığında köpeğim üzerine atladı. Adam bana baktı ve şöyle dedi: ‘‘Köpekler harikadır. Ama eğitimli değillerse sorun yaşatabilirler.’’ İnsanlar da öyledir. Çeşitli yeteneklerimiz olabilir, ancak Tanrı’yı dinlemek için kendimizi eğitmemiz gerekir.

Her şeyden önce ruhun yenilenmesini dinleyin. Vaazı alırken, zihninizin yenilenmesiyle değişebileceğinizin farkında olun. Romalılar 12:1-2: ‘‘Öyleyse kardeşlerim, Tanrı’nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ruhsal tapınmanız budur. Bu çağın gidişine uymayın; bunun yerine, Tanrı’nın iyi, beğenilir ve yetkin isteğinin ne olduğunu ayırt edebilmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin.’’

Vaazın içeriği, Kutsal Yazılara dayanıyorsa, zihninizi ve ruhunuzu Mesih’in benzerliğine dönüştürme amacı taşır. Philadelphia’daki Tenth Presbiteryen Kilisesi’nin eski pastörü ve Wheaton Koleji Başkanı Dr. Phil Ryken şöyle diyor: ‘‘Vaaz dinlemek, Rab’bin sesini işitmek için büyük bir fırsattır. Etrafımızdaki insanlara bakarak, gelecek haftayı düşünerek, aklımıza takılan düşüncelerle zaman geçirerek O’nun buyruklarını çiğnememeliyiz. Tanrı konuşur, biz ise dinlemeliyiz.’’

İkinci olarak, nasıl müjdeci olunacağını öğrenmek için dinleyin. Tanrı size bir şey öğretmek veya hatırlatmak istiyor olabilir. Üçüncüsü, Kutsal Kitap açıkken dinleyin. Veriya Kenti’ndekiler gibi olun. Elçilerin İşleri 17:11 şu tanıklığı paylaşır: ‘‘Yahudiler Selanik’tekilerden daha açık fikirliydi. Tanrı sözünü büyük ilgiyle karşılayarak her gün Kutsal Yazılar’ı inceliyor, öğretilenlerin doğru olup olmadığını araştırıyorlardı.’’

Dinlerken metinle etkileşime geçmek için Kutsal Kitap’ı açık tutmalıyız. Özellikle ilgimizi çeken veya hatırlamamızı sağlayan şeyleri not almalıyız.

Vaiziniz için ne yapabilirsiniz?

Öncelikle Cumartesi gecesi iyi uyuyun. Charles Spurgeon’un 19. yüzyılın sonlarında Londra cemaatine hatırlattığı gibi, ertesi güne hazırlanın. Yanınızda Kutsal Kitap getirin. Kiliseye katılanların sadece yüzde 16’sının her gün Kutsal Kitap okuduğunun farkında mısınız? Gelin, işitmeye hazır, öğrenmeye istekli ve Tanrı’nın size göstereceği her şeye açık olun.

Vaiziniz için dua edin. Gerçeği tam olarak sunabilmesi ve Tanrı’nın Sözü’nü açıkça duyurabilmesi için dua edin. Dinlemenin kişisel olarak yararları vardır, ancak aynı zamanda özverili bir eylemdir. Bundan dolayı vaazı dinlemek, Tanrı’ya yönelik bir ibadet hizmeti kabul edilir. 

Tüm dikkatimizi Rab’be vermeliyiz. O’nun yüce ve görkemli olduğunu beyan etmek istiyoruz. Jim Reapsome, Homemade dergisinde yayınlanan bir makalede şu gerçeği hatırlattı: San Francisco’daki bir araştırmada genç bağımlılara, ‘En çok ihtiyaç duyduğunuz ve sahip olamadığınız bir şey var mı?’ sorusu yöneltildi. Üzüntü ve gözyaşının ardından katılımcıların yanıtları aynıydı: ‘‘En çok ihtiyacım olan şey beni dinleyecek birisiydi. Beni dinleyecek kadar önemseyen birinin varlığıydı.’’

KAYNAKÇA:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen Sayfamıza Abone Olun!