Vaizler, Aynı Zamanda Liderlerdir
520 views

Vaizler, her hafta Tanrı’nın Sözü’nü açar ve konuşur. Gerçeği ve Müjde’yi ilan ederler. Öğretmek, düzeltmek, azarlamak ve eğitmek için konuşurlar. İmanlıları kilise hizmetleri konusunda donatmak ve Müjde’yi duyurmada teşvik etmek için paylaşırlar. Konuşurken aynı zamanda kiliseyi yönetirler. Vaaz yoluyla önderlik etmek, kilise liderliğinin en büyük ayrıcalıklarından ve sorumluluklarından biridir. Muhtemelen, kilisede vaaz vermekten daha güçlü bir liderlik pozisyonu yoktur.

Albert Mohler, liderlerin iletişim gücündeki başarısını inceler. Mohler, ”İletişim gerçekleşene kadar liderlik olmaz. Bu nedenle, liderliğin temel gereksinimlerinden biri, iyi konuşma yeteneğidir” der (Mohler, The Conviction to Lead, 91-92). Mohler, liderlerin netlik, tutarlılık ve cesaretle konuşması gerektiğini düşünür. Bu nedenle, vaizlerin kilisedeki herkesten daha fazla iletişim zamanına sahip oldukları göz önüne alındığında, son derece etkili liderler olduğu düşünülebilir.

Her Pazar günü kilisede vaaz veren biri, yalnızca kilisenin inançları üzerinde değil, kültürü, vizyonu ve değerleri üzerinde de derin bir etkiye sahip olacaktır.

Bir Vizyon Oluşturmak ve Kültürü Şekillendirmek

Vaizler, Tanrı’nın Sözü’nü açarken, Tanrı’nın kimliğine dair vizyonu, insanlığa dair vizyonu ve dünyamıza dair vizyonu ortaya koyar. Bu vizyonu ortaya koyma biçimleri, kilisenin Tanrı, insanlık ve dünya hakkında düşüncelerini şekillendirir. Kilisenin kimlik ve hizmet duygusuna yön verir. Vaizler ayrıca kilisenin kültürünü de şekillendirir. Hitap tarzları, konuşma şekilleri, vurguları ve seçtiği mücadeleler, kilisenin hitap şeklini, dilini, vurgularını ve gündemini etkilerler. Kürsüden içe dönük, çekingen ve şüpheci bir kilise kültürü yaratmak veya müjdeci, dışa dönük ve öğrenci yetiştiren bir kültürü şekillendirmek mümkündür.

Ancak Tanrı’nın Sözüne bağlılığa derinden önem veren vaizler bazı konularda gergin olabilir. Sözlerimizin kilisenin vizyonunu, misyonunu, değerlerini ve kültürünü şekillendirebileceğini biliyoruz, ancak bunu vaaz ettiğimiz Kutsal Kitap metnini çarpıtmadan nasıl yapabiliriz? Tam olarak Tanrı Sözü’nü vaaz ettiğimizden nasıl emin olabiliriz? Etkili vaizler, tam olarak bunu gerçekleştirmek için bir dizi yöntem uygular.

1. Temel Teolojik Vurgular

Birincisi ve en güçlüsü, vaizlerin temel teolojik vurgulara dönebilmesidir. Önemlidir, çünkü Kutsal Kitap’ta yaygındır. Vaaz ederken onları vurgulamaktan çekinmeyiz. Neyi vurguladığımız ve bunun kiliseyi nasıl şekillendirdiği önemlidir. Bu, vaazda olduğu kadar ilahilerde, dualarda ve hizmetin tüm tonunda vurgulanır.

Tim Keller şöyle der: ”İnanmaya cesaret ettiğimden daha günahkar ve kusurluyum. Ancak ummaya cesaret ettiğimden daha fazla kabul ediliyor ve seviliyorum” (Tim Keller, Centre Church, 48).

İnsanlığın günahkar doğası, temel İncil öğretisidir, ancak bu gerçeği bir vurgu ile vaaz etmek mümkündür. Vurgunun yeri, kilisenin hem teolojisini hem de kültürünü güçlü bir şekilde şekillendirecektir. Etkili vaizler sıklıkla vurguladıkları önemli gerçeklerle tanınır. Albert Mohler, ”Güçlü liderler, aynı mesaj, aynı inanç ve aynı ilkelerle ortaya çıkmalarıyla tanınır” der (The Conviction to Lead, 95). Bu nedenle vaizler olarak, ana vurgularımızın ne olduğunu, bunların doğru olup olmadıklarını ve kilisenin yaşamını nasıl şekillendirdiklerini düşünmek gerekir.

2. Vurgulanan Misyon

Kutsal Kitap metnini vaaz ederken kilisemizin misyonunun metinde ortaya çıkan yönlerini vurgulayabiliriz. Vaaz ettiğimiz metnin öğretisi, temel değerlerimizle örtüştüğünde, onu vurgularız. Sevginin, öğrenci yetiştirmenin, Tanrı’nın egemenliğinin ya da misyonunun, kilisemizin önem verdiği bir değerin altını çizebiliriz. Bunu metne empoze ederek yapmıyoruz. Metinde zaten mevcut olanı açığa çıkarıyoruz ve cemaati onu görmeye davet ediyoruz. Kiliseye önderlik etmek için güçlü bir araçtır. Çünkü yalnızca önemli vurgularımızı dile getirmemizi değil, aynı zamanda onların Kutsal Kitap’taki temellerini açıklamamızı da sağlamaktadır. Bununla birlikte ana vurgularımızın Tanrı Sözü’nden geldiğini gösteremiyorsak, bu vurguları terk etmeliyiz.

3. Bağlamda Gerçeklik

Söylediklerimizi daha geniş bir bağlamda çerçeveleyebiliriz. Böylece metnimizi uzaklaştırarak daha geniş bir perspektif kazandırırız. Yargıyla ilgili metin, Tanrı’nın kurtarma görevinin daha geniş bağlamında çerçevelenir; Müjde’yi korumakla ilgili metin, Müjde’yi duyurmanın daha geniş öyküsü içinde yer alır; ahlaki saflıkla ilgili emir, sevgi dolu, sadık bir Tanrı ile ilişki bağlamında belirlenir. Tanrı’nın kurtarıcı planı, Kutsal Kitap’ın kapsayıcı anlatısı bağlamında çerçeveledikçe, insanları misyonumuzu ve kültürümüzü yönlendiren büyük resmi görmeye yönlendiriyoruz.

4. Kelime Bilgisi Geliştirme

Dördüncüsü, vaizler temel fikirleri ifade etmeye yardımcı olacak bir dil geliştirebilir. Kültürü şekillendirmede kelimelerden yararlanırız. Colin Marshall ve Tony Payne’in The Vine Project’te belirttiği gibi, ”Dil, kültürü şekillendirir. Kültürü, öğrenci yetiştiren bir kültüre dönüştürmek istiyorsak, insanların kullandığı dili değiştirmemiz gerekir.”

Etkili liderler, iletmek istedikleri temel mesajları nasıl iyi ifade edecekleri konusunda iyi düşünür. Benzer şekilde, vaizlerin kendilerini nasıl ifade edecekleri konusunda düşünmeleri gerekir. Tanrı ve Müjde hakkında nasıl konuşacağız? Dünya ve toplum hakkında nasıl konuşacağız? İnsanlar, kadınlar, çocuklar hakkında nasıl konuşacağız? Tartışmalı ahlaki konular hakkında nasıl konuşacağız? Kilise, Müjde, günah, öğrenci yetiştirme ve müjdecilik hakkında nasıl konuşacağız?

Kullandığımız kelimeler güçlüdür ve kilisemizin dilini şekillendirir. İmanlılara Tanrı’ya seslenecekleri, inançlarını dile getirebilecekleri veya inançsızlarla konuşacakları sözler veriyoruz. Hristiyan olmayanlarla, cemaatle veya günün sorunlarıyla ilişki kurmalarına yardımcı olacak bir dil sağlıyoruz.

5. Dengesizliği Düzeltme

Hikmetli bir vaiz, kilisenin vurgularıyla metnin vurgularını ara sıra karşılaştırarak kilisesine önderlik edecektir. Tekrar tekrar döndüğümüz bir dizi değere ve vurguya sahip olabiliriz. Kutsal Kitap metninin bizi düzeltmesine izin vermeliyiz. Bunu yapmak önemlidir. Çünkü oluşturduğumuz herhangi bir vizyon veya şekillendirdiğimiz kültür, sürekli olarak Tanrı’nın Sözü’nün gerçeğiyle değerlendirilmelidir. Söz’ün düzeltici olmasına ve bunu yaparken kilisemizi yalnızca ana vurgularımızı görmeye değil, aynı zamanda Tanrı’nın Sözü’ne boyun eğerek bu vurgulara bağlı kalmaya da yönlendirmeliyiz. Kiliseye, bize ve bizim söylediklerimize değil, Tanrı’ya ve O’nun söylediklerine karşılık vermeyi öğretiyoruz.

Bunlar vaizlerin vaaz ederken gösterebileceği yollardan bazılarıdır. Kilisenin teolojik vizyonunu ifade etmeye, güçlendirmeye ve kültürlemeye yardımcı olan güçlü araçlardır. Vaizler, bu araçları kullanma konusunda bilinçli oldukları takdirde başarılı bir lider olacaktır. Kiliseye yönelik vizyonlarının gerçekte ne olduğu konusunda net değillerse, ana vurgularının ve neden önemli olduklarının yeterince farkında değillerse ve inançlar konusunda tutkulu değillerse, kiliseye liderlik ediyor olsalar bile, net bir bakış açısına sahip olamazlar.

Kilisenin sadece vaizlere ihtiyacı yoktur. İyi önderlik eden vaizlere ihtiyacı vardır.

KAYNAKÇA:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen Sayfamıza Abone Olun!